Telefon
WhatsApp
CHP BURSA MİLLETVEKİLİ ORHAN SARIBAL, “ÇİFTÇİ ÇÖKÜŞ YAŞARKEN, SARAY, ENKAZIN ÜZERİNİ ÖRTMEYE ÇALIŞIYOR”

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, TBMM’de yaptığı basın toplantısında Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın “çiftçinin borç yükü” üzerinden yaptığı değerlendirmeleri
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 7 yıllık tarım ve hayvancılık verileriyle eleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Tarım sektörümüz dimdik ayakta” sözlerine tepki gösteren
Sarıbal, “Çiftçi çöküş yaşarken, ‘Dimdik ayaktayız’ diyen Saray, enkazın üzerini örtmeye
çalışıyor” dedi. Çiftçi kredilerinin artmasının bir “başarı göstergesi” olarak anlatıldığını
belirten Sarıbal, “Çiftçi kredi alıyor çünkü destek yok, borçlanıyor çünkü maliyetler patladı.
Çiftçinin hali perişan, tarlada emek var ama karşılığı yok. Karpuz tarlada 3 liraydı, 2 liraya
düştü! Domates tarlada 3 liraya kadar düştü. Soğan, karpuz… Fiyatlar tarlada dip yaptı ama
markette hala uçurum var. Tarlada 2-3 lira olan ürün, markette 10 katına satılıyor. Üreten
kazanamıyor, tüketen geçinemiyor” diye konuştu.
ÇİFTÇİ SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNDEN ÇIKTI
Son yıllarda üretimden hızla kopan çiftçinin, destekten yoksun bırakıldığını, borç batağına
sürüklendiğini kaydeden Sarıbal, tarımsal istihdam ve üretimdeki düşüşün, ithalata bağımlılığı
artırdığını, bunun iktidarın “bilinçli tercihi” olduğunu söyledi. Tarımda sürdürülebilirliğin
temel unsurlarından biri olan sosyal güvenlik sisteminden çiftçilerin kopuşunun hızlandığını
vurgulayan Sarıbal, “2021 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu’na kayıtlı çiftçi sayısı 1
milyonken, 2024 sonunda bu sayı 419 bine kadar düştü. Yani üç yılda yarıdan fazla çiftçi
sosyal güvenceden çıktı. Tarımsal istihdam 2018-2024 döneminde 455 bin kişi azalarak 5,3
milyondan 4,8 milyona düştü. Tarımın toplam istihdamdaki payı yüzde 18,4’ten yüzde 14,8’e
geriledi. AKP’li yıllarda yıllık ortalama reel büyüme hızı Gayrisafi Yurt İçi Hasılada yüzde
5,4 olurken tarımda yüzde 2,7’de kaldı. Başkanlık rejiminde GSYH büyüme trendini (yüzde
5,3) korurken tarımda büyüme oranı yüzde 1,4’e düştü. Başkanlık rejiminde Gayrisafi Yurt İçi
Hasıla içerisindeki payı yüzde 6’dan yüzde 5,6’ya geriledi. Tarım Kanunu’na göre tarımsal
desteklerin Gayrisafi Yurt İçi Hasıla içerisindeki payının en az yüzde 1 olması gerekmektedir.
2018 yılında bu binde 4 iken 2025 yılında binde 2’ye geriledi” ifadelerini kullandı.
ÇİFTÇİYE DESTEK YOK, İTHALATTA REKOR VAR!
Tarım desteklerinin yetersizliğinin, çiftçileri borçlanmaya mecbur ettiğini kaydeden Sarıbal,
“Çiftçilerin bankalara olan borçları 2018 Haziran ayında 98,4 milyar TL iken 2025 nisan
ayında 38,4 milyar lira artarak ilk kez 1 trilyon lira sınırını aştı ve 1 trilyon 9 milyar liraya
çıktı. Tarım desteklerinin yetersizliği nedeniyle çiftçiler banka kredilerine yöneldiler. 2018
yılında hayvancılık desteklerinin toplam tarımsal destekleme ödemeleri içindeki yüzde 26,3
iken 2024 yılında bu pay yüzde 21’e düştü. AKP tarımda uyguladığı politikalarla, üretmeyi
ithal etmekten daha pahalı hale getirdi. Bu nedenle stratejik ürünlerde üretim ya düştü ya da
sabit kaldı. Üretim nüfus artışına paralel olarak artmadığı için üretimdeki açıklar ithalatla
kapatıldı. Türkiye’nin en çok ithal ettiği tarım-gıda ürünleri buğday, soya, mısır ve pamuk ve
ayçiçeği yağıdır. 2002-2024 yılları arasında toplam ithal edilen buğdayın yüzde 56,7’si,
mısırın yüzde 57,1’i, ayçiçek yağının yüzde 52,5’i başkanlık sistemine geçildikten sonraki 7
yılda yapılmış. Bu, yalnızca 7 yılda, önceki 15 yıla kıyasla daha fazla ithalat yapıldığını
gösteriyor. Örneğin soyada ithalatın neredeyse yarısı yüzde 48,2’si bu dönemde gerçekleşmiş.
2021 yılına oranla hayvan mevcudu 3,7 milyon baş azaldı. Başkanlık rejimi canlı hayvan ve kırmızı et ithalatını artırdı. 2010-2017 arasında 5,7 milyar dolarlık ithalat yapılmışken; 2018
2025 arasında 6,3 milyar dolarlık ithalat yapıldı” dedi.

TARSİM YETERSİZ: DEVLET BÜTÇESİ DEVREYE GİRMELİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Nisan 2025’te yaşanan ve 65 ilde etkili olan zirai don felaketi
sonrasında TARSİM kapsamında ödemelerin yapıldığına, kasım ayına kadar zararın
karşılanacağına yönelik açıklamalarına da değinen Sarıbal, “Türkiye, son yüzyılın en şiddetli
zirai don olayıyla karşı karşıya kaldı. Aynı anda hem radyasyon tipi hem de rüzgarla gelen
adveksiyon tipi donların etkili olduğu günlerde sıcaklıklar -15 derecenin altına indi. Özellikle
üzüm, kayısı, fındık, şeftali ve nektarin üretimi büyük darbe aldı. TARSİM, ülke genelindeki
toplam zararı 21,5 milyar TL olarak belirledi. Ancak aradan geçen süreye rağmen bu zararın
sadece 1,3 milyar TL’si ödenmiş durumda. Bu çapta bir iklim afeti için sadece TARSİM’i
adres göstermek gerçekçi değil. Ortada olağanüstü bir durum var. Don tipi bile klasik değil,
atmosferik olarak farklı. Böyle bir afeti sigorta sistemi tek başına karşılayamaz. Bu kadar
geniş alanı etkileyen bir iklim felaketinde, devletin doğrudan bütçe ayırdığı, kamu gücüyle
finanse edilen bir sistem devreye girmelidir. Devlet bu yükü çiftçinin sırtına yıkmamalıdır”
diye konuştu.
YANAN ORMAN ALANI 7 YILDA 8 BİN HEKTARDAN 34 BİNE ÇIKTI
Milletvekili Orhan Sarıbal, yalnızca son üç günde çıkan 300’e yakın orman yangınlarıyla
ilgili olarak koordinasyon eksikliği, havadan destek yetersizliği ve yıllardır işlevsiz bırakılan
yangın söndürme uçaklarına dikkat çekti, yaşananları “doğa değil, yönetim felaketi” olarak
tanımladı. Her yıl aynı tablonun yaşanmasının bir tesadüf olmadığını belirten Sarıbal, “Bu
tekrar eden tablo, bilerek ve isteyerek sürdürülen bir politik tercihin sonucudur.
Ormanlarımız, bu iktidarın gözünde birer arsa potansiyelidir” dedi. Başkanlık sistemine
geçilen 2018 yılından itibaren ormanların daha hızlı bir şekilde tahrip edildiğini vurgulayan
Milletvekili Sarıbal, “2018 – 2024 yılları arasında Cumhurbaşkanı kararı ile 38 milyon
metrekareden fazla orman alanı, orman sınırları dışına çıkarıldı. Son yıllardaki aşırı odun
üretimi, sürdürülebilir ormancılığa darbe vurmaktadır. 2003-2017 yılları arasında endüstriyel
odun üretimi yıllık ortalama 12,2 milyon metreküpken bu miktar başkanlık sistemi döneminde
23,6 metreküpe yükseldi. 2003-2017 yılları arasında yanan orman alanı yıllık ortalama 8 bin
hektarken; 2018-2024 yılları arasında 34 bin hektara yükseldi. Yani iktidar bir yandan ‘Yeşil
Vatan’ derken, diğer yandan ormanı yerleşime ve ranta açacak düzenlemelerle bu vatanı adım
adım yok ediyor. 23 yıllık AKP iktidarı, ormanı bir doğa varlığı olarak değil; paraya, ranta,
imtiyaza çevrilecek bir arazi olarak görmüş, bu anlayışı da tüm ormancılık politikalarına
yansıtmıştır” diye konuştu

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Yazarlarımız

Merkez Nöbetçi Eczaneler

Adıyaman/Merkez
Özçelik Eczanesi
0416 225 23 23
Yunus Emre Mah. Şifa Cad. 400 Yataklı Araştırma Hastanesi karşısı No:24 C


Adıyaman/Merkez
Derya Eczanesi
0416 216 10 60
Fatih Mah. 2231. Sokak, eski Fatih Karakolu bitişiği ve 19 Nolu Aile Sağlık Merkezi yanı No:12/A


Adıyaman/Merkez
Yavuz Eczanesi
0416 216 16 01
Kayalık Mah. Aşık Veysel Caddesi 18 Nolu Aile Sağlığı Merkezi yanı No:55 / A


Sinop/Merkez
Dramalı Eczanesi
03682616179
CAMİKEBİR MAH.SAKARYA CAD.NO:51/A


Karaman/Merkez
Cemre Eczanesi
0338 212 24 54
Perşembe Pazarı içi 2 Nolu Sağlık Ocağı Yanı Alişahane Mh. 182.Sk. Yılmaz Apt. No:13 KARAMAN


Karaman/Merkez
Gonca Eczanesi
0338 217 64 30
Yunuskent 3 Nolu Sağlık Ocağı Yanı Ahmet Yesevi Mh. Şehit Adnan Ateş Cd. No:40/A KARAMAN


E-Bülten Aboneliği