Birleşmiş Milletler, bu yıl Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü’nüntemasını “Kadının Toprağı, Kadının Hakları: Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini ve Arazi Restorasyon Hedeflerini Güçlendirmek” olarak belirledi. TEMA Vakfı bu önemli günde, çölleşme ve kuraklık nedeniyle ortaya çıkan göç krizinden en çok kadınlar ve çocukların etkilendiğini hatırlatarak arazi restorasyon çalışmalarının önemine vurgu yaptı. “Afrika kıtası büyüklüğünde arazi varlığı tahrip oldu” Çölleşmenin ana nedeninin insanın sebep olduğu arazi tahribatı ve toprak bozulumu olduğunu belirten TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “Dünyada arazi tahribatının boyutları ürkütücü seviyeye geliyor. 2019 BM Arazi Raporu’nda 30 milyon km2 yani yaklaşık Afrika kıtası büyüklüğündeki arazi varlığının tahrip olduğu dile getiriliyor. Bu tahribatın içinde dünyanın %45’ini ve dünya nüfusunun 3’te 1’ini oluşturan kurak alanlar önemli yer teşkil ediyor. Zor koşullara adapte olmuş fakat kırılgan bir ekosisteme sahip olan kurak alanlar dünya ekili tarım arazilerinin %44’ünü, canlı hayvan varlığının ise %50’sini barındırıyor. Gıda güvenliği açısından önemi tartışmasız olan bu alanların %20’sinde çölleşme görülüyor. Çölleşen arazilerin %87’sinde ise ana nedeni erozyon teşkil ediyor, iklim değişikliği ise süreci hızlandırıyor” ifadelerini kullandı. “32 yılda 7,5 İstanbul büyüklüğünde tarım arazisini kaybettik” “Çölleşme nedeniyle tarım topraklarında verimlilik azalıyor” diyen Deniz Ataç, “Toprak verimliliğinin azalması doğal olarak ekonomik kayıplara da neden oluyor. Çölleşmenin yıllık maliyetinin ülkelerin gayrisafi millî hasılasının (GSMH) %4-8’i olduğu tahmin ediliyor. Bu oranın 2050 yılında %40’lara ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu durum; çölleşme, kuraklık, erozyon ve toprak bozulumu ile mücadelenin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor” şeklinde konuştu. Ülkemizin %50.9’unun orta, %22.5’inin de yüksek derecede olmak üzere toplam %73.4’ünün çölleşme tehlikesi altındaki alanlardan oluştuğunu kaydeden Ataç, “Ülkemizde erozyon, çölleşme nedenlerinin başında geliyor. Tarım arazilerinin %39’unda, mera arazilerinin ise %54’ünde erozyon görülüyor. Öte yandan büyüyen kentler verimli tarım arazilerinin azalmasına sebep oluyor. Tarım arazilerimiz, 1990-2022 yılları arasında yaklaşık 4 milyon hektar azalarak 27,9 milyon hektardan, 23,9 milyon hektara geriledi. Bu da yaklaşık 7,5 İstanbul büyüklüğünde tarım alanının kaybedilmesi demek oluyor” diye konuştu.
Lütfen tüm alanları doldurunuz!
Soru:
E-Bülten Aboneliği Yaptığınız Zaman Son Gelişmelerden Anında Haberdar Olursunuz.!
Benzer Haberler
DENİZLİ SARAYKÖY JEOTERMAL KAYNAKLI SERA ORGANİZE TARIM BÖLGESİ’NDE 7 SERA PARSELİNDE ÜRETİM BAŞLADI
FAO AKDENİZ GENEL BALIKÇILIK KOMİSYONU’NDAN (GFCM) TÜRKİYE’YE 4. KEZ “TAM UYUM ÖDÜLÜ”
Sarıbal; “İktidarın İhmali Çiftçiyi Kuraklığa Mahkum Ediyor”
ESK: Kırmızı Et Fiyatlarında Artış Görülmesine Karşı Tedbirler Alındı
Şanlıurfa’da 15 Büyük Kaçak Trafo Daha Yakalandı
Bakan Yumaklı: Musabeyli Barajı Sulamasını 2025 Yılı Sonunda Tamamlayacağız
Tarım Ve Orman Bakanlığı’ndan “33 Soruda Planlı Üretim” Rehberi
253 MİLYON LİRALIK TARIMSAL DESTEKLEME ÖDEMESİ HESAPLARA AKTARILIYOR